[Yarışma] Bana Bir Hikaye Anlat - SONUÇLAR |
0 | ||
3. yü gönüllerin birincisi yapıyorum, geri kalanı benle konuşmasın. |
Kolyeliyim « Sénateur » 1433591640000
| 0 | ||
Tebrikler hepinize. |
Bravefriends « Citoyen » 1433591640000
| 0 | ||
bravefriends a dit : |
Bisharch 1433591700000
| | ||
[Modéré par Ediz] |
Interspeed « Citoyen » 1433591700000
| 0 | ||
Bende yarışmaya katılmıştım lakin kazanamadım hikayemi okumak isteyenler spoil'e basabilirler. Bu yarışmayı düzenledikleri için Türk Moderatör ve Sentinel ekibine teşekkür ederim o// Kötü Farelerin İstilası “Yemyeşil ağaçların, tatlı şekerlemelerin ve çok iyi farelerin yaşadığı bir köy varmış. Bu köyün adı Athanasia’mış bu köydeki fareler çok çalışkanmış kabile evlerine yüzlerce peynir getirip hep birlikte paylaşırlarmış. Fakat her köy böyle değilmiş Noxus, Zaun gibi köylerde peynir çalan, fareleri rahatsız eden bir sürü fare varmış. Kral Tigrounette ve Kraliçe Melibelulle buna bir son vermek için yeni bir sistem geliştirmiş. Her köye dört Moderatör göndermiş bu moderatörler fareleri hapise atabiliyormuş ve ağızlarına bant koyarak onları susturabiliyormuş. Her yerde olan bu sistem bir tek Athanasia köyünde yokmuş. Saygınlığı ve Barışçılığı ile tanındıklarından onlara polis gönderme zahmetinde bulunmamışlar. Birkaç gün sessizlikten sonra Athanasia köyünde bir portal/geçit kapısı açılmış. Ve kötü adamlar gelmiş bunların amacı Athanasia köyünü parçalamak ve yerine fabrikalar inşa etmekmiş. Köylülerden Bazıları bunu görmüş ve köyün 3 iyi adamına bildirmişler. Bu iyi adamlar Athanasia’yı hayatları boyunca korumaya yemin etmişler. Bu fareler Interspeed, Neonstrayzer ve Hotspotower’mış kötü adamlar köye istila edene kadar bunlar tüm halkı mitingler yaparak bilinçlendirmişler ve köyde olağanüstü hal ilan etmişler. Suçlular köye geldiklerinde etrafta kimsenin olmamasına sevinmişler böylelikle rahat rahat fabrikalar kurdurtabilir ve rahatça sömüre edebilirlerdi. Ama hesaba katmadıkları bir şey olmuştu. Suçlular köyde baya ilerledikten sonra bu 3 iyi adam ortaya çıkmış. Ellerinde 300 Peynirlik ışın kılıçları ve gözlerinde de maskeler varmış. Kötü adamlar tırsmış ve içlerinden teslim olma arzusu gelmiş ama işin ucunda yüzlerce, binlerce peynir ve çilek varmış. Kötü adamlar ve3 iyi adam baya bir çatışmaya başlamışlar fakat bir türlü yenen olmuyormuş. Kötü adamlar artık sıkılmışlar ve hile yapmaya karar vermişler. Bizimkileri tam yenmek üzereyken gökyüzü parlamış ve 4 asil melek inmiş. Bunlar Visne, Shebnem, Sukelaci ve Amaethon’muş. Shebnem ve Sukelaci halkla ilgilenmişler Visne ve Amaethon’da Kral ve Kraliçenin verdiği sihirli güçleri kullanarak kötü adamları yok etmeye çalışmışlar ancak sandıkları kadar kolay değilmiş kötü fareler öyle bir hile sistemi geliştirmiş ki moderatörleri bile yok edebilecek güçteymiş bu büyük çatışmada Shebnem kolundan yaralanmış ve Amaethon’da bacağından sakatlanmıştı. Kutsal tanrıça savaşçıların ve moderatörlerin birbirileriyle dayanışmasını ve Transformice’ı kurtarmak için yaptıkları şeylerden sonra kayıtsız kalamamış ve oraya gelmiş Amaethon ve Shebnem’i sihirli güçleriyle iyileştirdikten sonra 3 iyi adamada yaptıkları için sihirli güçler vermiş. Ve hep beraber kötüleri yenmişler. O günden sonra ne bir kötü söz ne bir hile hiçbir şey bu topraklara uğramamış. Fare: Ne güzel bir hikaye. Başka hikayelerde anlatacak mısın Anne? Anne Fare : Evet, ama bugünlük bu kadar uyku zamanı. |
Mellefromage « Censeur » 1433591700000
| 0 | ||
Kazananları tebrik ederim \o/ Kaybedenler üzülmesin, belki başka yarışmalarda sıralamaya girerler ;) |
Kolyeliyim « Sénateur » 1433591760000
| 0 | ||
Katılım ödülü yapsaydınız keşke :d |
Bisharch « Censeur » 1433591760000
| 0 | ||
Neyse başka bir şey demiyorum :p |
Azizlik « Citoyen » 1433591820000
| 0 | ||
azizlik a dit : |
0 | ||
Kazananları teker teker tebrik ediyorum :) Bunun yanı sıra emek verip, üşenmeyip o güzel hikayelerini bizimle paylaşan herkese de ayrı ayrı teşekkürler. Gerçekten güzel ve eğlenceli bir yarışmaydı hepimiz için, ilginiz için de minnettarız \o/ Bir başka yarışma ya da turnuvada da aynı performansı bekliyorum hepinizden :p |
Speotria « Consul » 1433591940000
| 0 | ||
bravefriends a dit : Geleceği görmek. Tebrikler herkese. |
Bisharch « Censeur » 1433591940000
| 0 | ||
Visne a dit : Farklı yazı tipi kullanmış hmm... |
Interspeed « Citoyen » 1433591940000
| 0 | ||
Keşke ilk 10'nu açıklasaydınız nerede olduğumu çok merak ediyordum ben :P |
Azizlik « Citoyen » 1433591940000
| 0 | ||
Visne a dit : Bari katılanlar için bi ödül verseydiniz. Bir daha hiç bir yarışmaya katılmayacam (emek verip küçücük bir katılım sertifikası bile yok). |
Kolyeliyim « Sénateur » 1433592420000
| 0 | ||
Kolyeliyim a dit : Denemekte fayda var :p |
Noktats « Citoyen » 1433592660000
| 0 | ||
Olum bu ne en orjinal benimki olmuş :'( Bari sertifika verseydiniz :'(((( Sevgi; En Büyük Panzehirdir! Okulun olduğu gün uyanmıştır acele acele giyinip okula gidiyordum. Bu sevincimin nedeni okul veya bilgi değildi. Sevincimin nedeni onu görecektim... Ağaç sınıfa koşa koşa gidiyordum, yolda hep onu düşünmüştüm, melek gibi yüzü, sırma gibi dişleri beni benden alıyordu. Durun durun kendimi tanıtmadım; Ben ormanda bir grupla birlikte yaşayan ufak bir fareyim, adım Yusuf. Sevdiğim fare ise Gözde harika birisi. Her neyse okula dönelim. Yolun sonunda okula varmıştım. Bir gariplik vardı burada. Kimse bahçede değildi, sanırım derse geç gelmiştim. Offff ya yinemi :'( Yapacak bir şey yoktu, derse girmem lazımdı. -Tık tık -Gel -Üğretmenim özür dilerim girebilir miyim -Yusuf bu kaç oldu? Annene söyleyeceğim artık artık nerelerdesin bu zamana kadar? -Ööğğüzüür dilerim üğretmenim. .Kekeme olmamdan dolayı tüm sınıf gülmeye başlar. -Susun, Yusuf sen geç otur ama bir daha olmasın. -Tamam öğretmenim. Yerime geçtim oturdum. Ama dersi çok iyi anlamıyordum çünkü aklımda ders boyunca sınıfın gülmesi vardı. Çok kötü bir şeydi. Sanki bilerek öyle konuşuyordum. Aslında hiç birisi umurum da değildi. Sadece Gözdenin de gülmesi beni üzmüştü. Derken zil çaldı herkes öğretmenin konuşması bitmeden hurraa kapıya yöneldi ve öğretmen bir şey yapamadan öyle kaldı. Ben sınıfta köşeye geçmiş içten içe ağlıyordum. Sınıftaki 3-5 kızın bana baktıklarını hissediyordum ama umurumda değildi. Ardından bir kızın yanıma yaklaştığını fark ettim. -.Çok ince bir ses ile. Oturabilir miyim? -.Evet, evet o gelmişti sanki kalbim yerinden çıkıyordu. Evet. -.Elimi tutarak. Neyin var? Niye ağlıyorsun? -.Hafiften gülümsedikten sonra. Sende sınıfa geç gelip, öğretmenden azar işitip üstüne birde sınıfın alay konusu ol. Sen böyle bir durumda nasıl olurdun? -Sen gerçekten buna bu kadar çok üzüldün mü? -Nasıl üzülmeyeyim ya? Nereye gidersem gidiyim herkes ilk git konuşmayı öğren de gel diyor. Sanki ben özürlüyüm de. -Özür dilerim seni bu kadar üzebileceğini bilmiyordum. -.Hızlıca yerimden kalkıp kapıya doğru yöneldim. Doğru bilemezsin, zaten bilsen de umursamazsın. Ağlıya ağlıya okul bahçesine gelmiştim, ağlamaktan gözlerim kızarmıştı. 3-5 kişinin bana baktığını fark edince; sınıftan çantamı alıp eve doğru ağlaya ağlaya gittim. Eve geldiğimde odama girdim ve kapıyı hızlı bir şekilde çarparak odaya girdim. - Niye geldin? -Sana ne? -.Kapıyı arayarak. Neyin var dedi. .Yanıma oturdu. -Yok bir şeyim git dedim ve biraz tersledim. O gün odadan hiç çıkamadım. Bütün gün ve gece ağladım. Yarın okula diye evden çıktım ama ormanda gezdim. Sanki okula gidip ne olacaktı ki? Yine dalga geçeceklerdi. Okulun bitme saatine doğru eve geldim. Direk odama geçtim. Annem bana bir kaç çilek getirdi onları iştah ile yemeye başladım. Günün ilerleyen saatlerinde; -Ders vermedi mi öğretmenler? -Yok anne vermediler. -Tamam. Uyumuştum, sabah uyandım ve okula yine gitmedim. Ormanda gezerken arkamda birisinin olduğunu fark ettim. İlk başta korkmuştum sonra kız sesi olduğunu duyunca pek önemsemedim ve yoluma devam ettim. Bir kaç dakika sonra omzumda bir el hissettim çok korkmuştum bir anda arkamı döndüm o da kim? Gözde önümde durmuş bana bir şeyler diyordu. Bir anda bana tokat attı. Kendime geldim. Ne oldu falan diyordum. -Senin neyin var okula da gelmiyorsun. Sana bir şey olacak diye korkuyorum. -Niye korkuyorsun? Dalga geçecek başka insan bulamazsın diye mi? -Ne saçmalıyorsun sen? -Sınıfa geldiğimde herkes gibi sende dalga geçmiştin benimle. -Hayır, şapsal. Ben sana değil diğer kızlara gülmüştüm. O anda birisi komiklik yaptı tüm sınıf ona güldü. -.Ne diyor bu ya şimdi benimle dalga geçildiği için gülmüyor muydu?. Sen ne diyorsun? -Ciddiyim ya. Dün gelmediğin için hastasın zannettim o yüzden annene gittim nasılsın diye bakmak için ama annen okulda deyince anlamıştım seni. -Ne fark eder sanki dalga geçmediyseniz bile kekemeyim işte konuşamıyorum başkasının yanında. -Fark ettin mi? Benimle konuşurken hiç kekeme gibi davranmadın? Hem zaten kekeme olsan ne olur ki ben seni böyle seviyorum. -.Gerçekten ya ben hiç kekeme konuşmadım. Gerçekten ya, sanki sen bana iyi geldin :) -.Elimden tutarak. Hadi gel eve gidelim. Saat geç oldu. -Kalbim nerede ise göğüs kafesimi kırıp oradan çıkmak istiyordu. Beni böyle seven birisi vardı. İşte o zaman anladım ki "SEVGİ; BÜTÜN ZEHİRLER İÇİN BİR PANZEHİR İDİ." "Yusuf ile Gözde zamanla birbirine alışıp sevdiler ve aşık oldular. Yaşları büyüyüp olgun bir fare olduğunda evlendiler ve çok mutlu bir şekilde yaşadılar." |
Dogangun « Citoyen » 1433592780000
| 0 | ||
Visne a dit : Tıkla Yardımsever küçük fare gruplarından birkaç kişi peynirleri almış ve birkaç kişi ise köylülerin hikayelerini not almış. Sonra tekrar bir araya gelmişler. Fareler yeteri kadar peynir bulamamış ve hikayeleri not alan kişi ise tüm köylülerin hikayelerini not alacak zaman bulamamış. Başka bir fikir bulmuşlar, gruplara ayrılmadan peynir bulmaya ve hikayeleri not almaya karar vermişler. Köylerindeki marketlerde yeterince peynir satılmıyor ve ormandan en iyi hikayeyi yazan farelere yeteri kadar peynirleri bulunmuyormuş. Biraraya gelmekte işe yaramamış. Sonra, yardımsever fare grubu köyün dışına çıkıp insanların kentine giderek peynir bulmaya karar vermişler. Bu sırada yardımsever fare gruplarından bir fare köylülerin yaptığı hikayeleri not alıyormuş. Yardımsever fare grubu insan kentine ulaşmış ve yeteri kadar peyniri bulmuş. Sonra yardımsever fare grubu köylerine dönerken manav adlı bir dükkan görmüşler ve içeride fazlasıyla meyveler bulunuyormuş. Yardımsever farelerden biri meyvelerden birine elini uzatmış ve çileğin tadına bakmış. Çilek çok lezzetliymiş. Bunu diğer yardımsever arkadaşlarına söylemiş. Onlarda tadını beğenmiş. Köylerine giderken peyniride götürmüşler. Köye varmışlar, şimdi sırada köylülerin hikayelerini not almakmış. Ancak bu köyün yöneticisi çileği görmüş ve "Bu nedir?" diye sormuş. Yardımsever fare grubu "İnsanların kentinde gördüğümüz bir meyve çeşidi." diye cevap vermişler. Yönetici tadına bakmış ve çok beğenmiş. Yönetici artık köyünde çilekte yetiştirerek farelerin çilekde yiyebileceğini söylemiş. Bunu duyan yardımsever fare grubu en iyi hikaye yazan farelere aynı zamanda bedava 50 çilekte vereceklermiş. Köylülerin yaptığı hikayelerin tümü not alınmış. En iyi hikaye yazan ilk 3 fareyi seçmişler. Birinci fareye 1000, ikinci fareleye 700 ve üçüncü fareye 300 peynir vermişler. Ekstra olarak bu en iyi hikaye yazan ilk 3 fareye 50 çilek verilmiş. Fareler çok mutlu olmuş. Artık aileleri fakirlikten kurtulmuş, zaten zengin olanlar ihtiyacı olanlara vermiş ve bir kısmını kendilerine ayırmışlar. Ayrıca bu yardımsever fare grubu insan kentinde çok fazla peynir almışlar ve kendilerine büyük miktarda peynir kalmış. Bu peynirleri sadece kendilerine fazla gelecekmiş ve diğer hikaye yazan farelere 20 peynir vermiş. Böylece çoğu fare bir süreliğine yoksulluktan kurtulmuş ve eğlenceli bu sırada eğlenceli bir vakit geçirmişler. Ancak, mutlu son derken yardımsever 2 farenin kayıp olduğunu fark etmişler! Tüm köylüler, köyün nerdeyse tek bir yer bile bırakmamış. Her yeri aramış. Ormanları aramışlar. Ancak bulamamışlar. İnsanların kentinde kaybolmuşlardır diye gitmişler. Fakat insanların yaşadığı bu kent çok büyükmüş. Bu fareleri bulmak imkansızmış. 10 tane fare gruba ayrılarak tüm kenti aramaya karar vermişler. Bir fare grubu kaybolan 2 farenin bir taşıtta olduğunu fark etmişler! Hemen diğer farelere haber vermişler ancak haber verene kadar taşıt oradan gitmiş. Kamyonu kentte aramışlar ancak bulamamışlar. Sonra kamyonu bir fare görmüş ve diğer grubuyla peşine takılmış. Taşıt farelerden daha hızlıymış. Neyse ki taşıt bir limanın yanında durmuş. Taşıttaki kaybolan 2 fareyi bir kafes içinde gemiye teslim etmişler. 3 fare grubuda gemiye binmiş. Ancak onlarda yakalanmış! Diğer farelerde peşlerinden gelmiş ancak yetişememiş. Bir grup fare yüzerek gemiye yetişmeye çalışmışlar ve başarmışlar. Gemideki görevliye fark ettirmeden içeriye girmişler ve kafesi kemirerek açmışlar. Fareler denize atlayarak kıyıya doğru yüzmeye başlamış. Artık fareler kurtulmuş ve şarkı söyleyerek köylerine dönmüşler. Bu uzun bir maceranın ardından köyün yöneticisi bu tehlikeli iş sebebiyle etkinliği iptal etmiş ve yardımsever farelere 1 hafta hapis cezası vermiş! Ancak köy buna izin vermemiş. Herkes karşı çıkmış. Yöneticiye ne kadar iyi fare olduklarını anlatmışlar. Yöneticide vazgeçmiş fakat çilekleri denize atacağını ve bir daha insanların kentinden bir şey alınmaması gerektiğini söylemiş. Böylece en iyi hikayeyi yazan ilk 3 kişiye sırasıyla 1000, 700 ve 300 peynir vermişler. Böylece etkinlik mutlu bir sonla bitmiş. Köylüler sonsuza dek huzurlu bir şekilde yaşamış. *-* |
Sefkain « Citoyen » 1433592900000
| 0 | ||
Tebrikler Osqy! Dernière modification le 1433594160000 |
Deneyfaresi « Citoyen » 1433593200000
| 0 | ||
Dereceye giren arkadaşları tebrik ederim \ö/ Tüm katılımcı arkadaşlara bir süpriz olacağını da bildirmek isterim *-* |
Prejudice « Citoyen » 1433593380000
| 0 | ||
Osqy, senin bu özelliğini bilmiyordum, 40 yıllık bir yazar edasıyla yazmışsın. Seni ve diğer arkadaşları tebrik ederim. :) Bazı arkadaşların hevesi kaldı sanırım onlar için de bir mansiyon ödülü olsaydı içlerinde burukluk kalmazdı herhalde. :)) Forumdaki hareketliliği arttırmak adına bu gibi resim, müzik yarışmaları da yapılabilir. Ekibi kutluyorum, böyle güzel bir işe imza attıkları için. |