×

Langue

Fermer
Atelier 801
  • Forums
  • Dev Tracker
  • Connexion
    • English Français
      Português do Brasil Español
      Türkçe Polski
      Magyar Română
      العربية Skandinavisk
      Nederlands Deutsch
      Bahasa Indonesia Русский
      中文 Filipino
      Lietuvių kalba 日本語
      Suomi עברית
      Italiano Česky
      Hrvatski Slovensky
      Български Latviešu
      Estonian
  • Langue
  • Forums
  • /
  • Transformice
  • /
  • Archives
  • /
  • Kılavuzlar ve Etkinlikler
  • /
  • [Yarışma] Bana Bir Hikaye Anlat - SONUÇLAR
« ‹ 15 / 19 › »
[Yarışma] Bana Bir Hikaye Anlat - SONUÇLAR
Ediz
« Censeur »
1433591640000
    • Ediz#0095
    • Profil
    • Derniers messages
    • Tribu
#281
  0
3. yü gönüllerin birincisi yapıyorum, geri kalanı benle konuşmasın.
Kolyeliyim
« Sénateur »
1433591640000
    • Kolyeliyim#0000
    • Profil
    • Derniers messages
    • Tribu
#282
  0
Tebrikler hepinize.
Bravefriends
« Citoyen »
1433591640000
    • Bravefriends#0000
    • Profil
    • Derniers messages
    • Tribu
#283
  0
bravefriends a dit :
Haftasonu anca açıklanır beyler

Ve işin kötü yanı açıklandığında dereceye giremediğimizi göreceğiz . Boşu boşuna beklemiş olacağız slm slm
Bisharch
1433591700000
    • Bisharch#4886
    • Profil
    • Derniers messages
    • Tribu
#284
[Modéré par Ediz]
Interspeed
« Citoyen »
1433591700000
    • Interspeed#0000
    • Profil
    • Derniers messages
    • Tribu
#285
  0
Bende yarışmaya katılmıştım lakin kazanamadım hikayemi okumak isteyenler spoil'e basabilirler. Bu yarışmayı düzenledikleri için Türk Moderatör ve Sentinel ekibine teşekkür ederim o//

Kötü Farelerin İstilası



“Yemyeşil ağaçların, tatlı şekerlemelerin ve çok iyi farelerin yaşadığı bir köy varmış. Bu köyün adı Athanasia’mış bu köydeki fareler çok çalışkanmış kabile evlerine yüzlerce peynir getirip hep birlikte paylaşırlarmış. Fakat her köy böyle değilmiş Noxus, Zaun gibi köylerde peynir çalan, fareleri rahatsız eden bir sürü fare varmış. Kral Tigrounette ve Kraliçe Melibelulle buna bir son vermek için yeni bir sistem geliştirmiş. Her köye dört Moderatör göndermiş bu moderatörler fareleri hapise atabiliyormuş ve ağızlarına bant koyarak onları susturabiliyormuş. Her yerde olan bu sistem bir tek Athanasia köyünde yokmuş. Saygınlığı ve Barışçılığı ile tanındıklarından onlara polis gönderme zahmetinde bulunmamışlar.

Birkaç gün sessizlikten sonra Athanasia köyünde bir portal/geçit kapısı açılmış. Ve kötü adamlar gelmiş bunların amacı Athanasia köyünü parçalamak ve yerine fabrikalar inşa etmekmiş. Köylülerden Bazıları bunu görmüş ve köyün 3 iyi adamına bildirmişler. Bu iyi adamlar Athanasia’yı hayatları boyunca korumaya yemin etmişler. Bu fareler Interspeed, Neonstrayzer ve Hotspotower’mış kötü adamlar köye istila edene kadar bunlar tüm halkı mitingler yaparak bilinçlendirmişler ve köyde olağanüstü hal ilan etmişler. Suçlular köye geldiklerinde etrafta kimsenin olmamasına sevinmişler böylelikle rahat rahat fabrikalar kurdurtabilir ve rahatça sömüre edebilirlerdi. Ama hesaba katmadıkları bir şey olmuştu.
http://i.imgur.com/FKTtzgO.png?1
Suçlular köyde baya ilerledikten sonra bu 3 iyi adam ortaya çıkmış. Ellerinde 300 Peynirlik ışın kılıçları ve gözlerinde de maskeler varmış. Kötü adamlar tırsmış ve içlerinden teslim olma arzusu gelmiş ama işin ucunda yüzlerce, binlerce peynir ve çilek varmış. Kötü adamlar ve3 iyi adam baya bir çatışmaya başlamışlar fakat bir türlü yenen olmuyormuş. Kötü adamlar artık sıkılmışlar ve hile yapmaya karar vermişler. Bizimkileri tam yenmek üzereyken gökyüzü parlamış ve 4 asil melek inmiş. Bunlar Visne, Shebnem, Sukelaci ve Amaethon’muş. Shebnem ve Sukelaci halkla ilgilenmişler Visne ve Amaethon’da Kral ve Kraliçenin verdiği sihirli güçleri kullanarak kötü adamları yok etmeye çalışmışlar ancak sandıkları kadar kolay değilmiş kötü fareler öyle bir hile sistemi geliştirmiş ki moderatörleri bile yok edebilecek güçteymiş bu büyük çatışmada Shebnem kolundan yaralanmış ve Amaethon’da bacağından sakatlanmıştı. Kutsal tanrıça savaşçıların ve moderatörlerin birbirileriyle dayanışmasını ve Transformice’ı kurtarmak için yaptıkları şeylerden sonra kayıtsız kalamamış ve oraya gelmiş Amaethon ve Shebnem’i sihirli güçleriyle iyileştirdikten sonra 3 iyi adamada yaptıkları için sihirli güçler vermiş. Ve hep beraber kötüleri yenmişler. O günden sonra ne bir kötü söz ne bir hile hiçbir şey bu topraklara uğramamış.


Fare: Ne güzel bir hikaye. Başka hikayelerde anlatacak mısın Anne?
Anne Fare : Evet, ama bugünlük bu kadar uyku zamanı.
Mellefromage
« Censeur »
1433591700000
    • Mellefromage#0095
    • Profil
    • Derniers messages
    • Tribu
#286
  0
Kazananları tebrik ederim \o/

Kaybedenler üzülmesin, belki başka yarışmalarda sıralamaya girerler ;)
Kolyeliyim
« Sénateur »
1433591760000
    • Kolyeliyim#0000
    • Profil
    • Derniers messages
    • Tribu
#287
  0
Katılım ödülü yapsaydınız keşke :d
Bisharch
« Censeur »
1433591760000
    • Bisharch#4886
    • Profil
    • Derniers messages
    • Tribu
#288
  0
Neyse başka bir şey demiyorum :p
Azizlik
« Citoyen »
1433591820000
    • Azizlik#0000
    • Profil
    • Derniers messages
    • Tribu
#289
  0
azizlik a dit :

Beceriksiz Fare


Bir varmış, bir yokmuş... Arkadaşları tarafından küçük görülen bir fare varmış... Bu fare arkadaşları tarafından her zaman dalga geçiliyormuş. Ayrıca arkadaşları ona Beceriksiz Fare diyormuş... Yine bir gün Beceriksiz Fare arkadaşları tarafından küçük görülüyormuş. Bir fare gelmiş ve Beceriksiz Fare'ye demiş ki:
- Hah hayt. Ben hızlı koşuyorum ama sen daha koşamıyorsun bile.
- Hiç de bile. Ben o kadar hızlı koşuyorum ki seni bile geçebilirim.
- O zaman gel yarış yapalım? Şu ağaca ilk giden fare kazanır, yenilen yenene çilek verecek.
Beceriksiz Fare özgüveni olmasa da demiş ki:
-Tamam, anlaştık.
Aralarından bir fare "3-2-1" demiş ve başlamışlar yarışa. Beceriksiz Fare daha başlangıçta iken diğer fare neredeyse bitirmek üzereymiş. Ve kısa bir süre sonra yarış bitmiş. Diğer fare kazanınca Beceriksiz Fare çilek vermek zorunda kalmış.
Beceriksiz Fare'nin yarış yaptığı fare demiş ki:
- Hani beni yenerdin? Bir de hızlı koşuyorum diyorsun. Sen başlarken ben bitirdim.
Tüm fareler gülmüş. Sonra da Beceriksiz Fare ile dalga geçmeye devam etmişler. O kadar dalga geçmişler ki Beceriksiz Fare ağlamış. Arkadaşlarının yanında ağlamak istemeyen Beceriksiz Fare yavaş yavaş yuvasına gitmiş. Yuvasına giderken neden herkesin onu küçük gördüğünü düşünmüş. Fareler tarafından küçük görünmemek için aklına bir fikir gelmiş. Bu fikir aslında biraz da çılgıncaymış. Hiç bir farenin gitmeye cesaret edemediği Stra Dağı'nın arkasındaki ormana gidecekmiş. Ya orada yaşayacak ya da vahşi hayvanlar... Kararını vermiş, gidecekmiş Beceriksiz Fare. Zaten küçük düşürülerek yaşamak onun için ölmekten farklı değilmiş. Beceriksiz Fare yanına biraz peynir ve su almış... Yola çıkmış. 3 gün boyunca Stra Dağı'na yolculuk yapmış... 3 gün yolculuk boyunca suyunun çoğunu kullanmış Beceriksiz Fare. Artık ümidi kalmamış, hayvanlar onu yemese de susuzluktan ölecekmiş. Uzun yolculuğun sonucunda Stra Dağı'nın arkasındaki ormana varmış Beceriksiz Fare. Orası yaşlı ağaçların olduğu, karga seslerinin duyulduğu bir yermiş. Beceriksiz Fare'nin kürkü diken diken olmuş. Yavaş adımlarla ormanda yürümüş Beceriksiz Fare. Yürümüş ki bir yere kadar. Kendisine sinsice bakan bir tilki karşısında duruyormuş. Ne yapacağını bilemeyen Beceriksiz Fare hızlı adımlarla kaçmış. Fakat farkına varmış ki onun 20 adımı tilkinin 1 adımıymış. Beceriksiz Fare bir yere kadar kaçmış ki sonra yorgunluktan yere yığılmış. Beceriksiz Fare gözlerini açtığında karşısında duran tilkiyi görünce bir şey yapamamış. O anda bir ses gelmiş. Tilki bir anda kaybolmuş ve karşısında bir ışık görmüş Beceriksiz Fare. Bu ışık ona doğru yaklaşıyormuş. Beceriksiz Faredemiş ki;
- Siz de kimsiniz?
- Ben Tanrıça Şaman. Ben sana ödül verecek kişi. Şu ana kadar yaşadıklarının hepsi bir sınavdı. Seni küçük gördüler ama sana vereceğim hediye ile hem farelerin arasında saygınlık kazanacaksın hem de becerikli bir fare olacaksın.
Bunları dedikten sonra Tanrıça Şaman Beceriksiz Fare'ye dokunmuş.
Beceriksiz Fare demiş ki;
- Dedikleriniz gerçek mi?
- Evet tabii ki. İstersen koşmayı dene.
Beceriksiz Fare koşmuş. Ne kadar da hızlıymış. Koştuktan sonra demiş ki;
- Her şey için teşekkürler ama ben buradan nasıl kurtulacağım? Burada susuzluktan öleceğim.
- Şu ışığa doğru yürü...
Beceriksiz Fare ışığa doğru yürümüş ve kendisini bir anda yuvasında bulmuş. Bu olay üzerinden uzun zaman geçmiş. Arkadaşları arasında saygın bir konum kazanan Beceriksiz Fare, çoğu yarışlarda da arkadaşlarını yener olmuş. Tüm fareler Beceriksiz Fare'nin cesurluğuna hayran olmuş. Artık onun adı Beceriksiz Fare değil de Yetenekli Fare olmuş... Ve (yeni ismi ile) Yetenekli Fare asla Tanrıça Şaman'ın iyiliğini unutmamış.


Visne
« Consul »
1433591880000
    • Visne#0095
    • Profil
    • Derniers messages
    • Tribu
#290
  0
Kazananları teker teker tebrik ediyorum :)

Bunun yanı sıra emek verip, üşenmeyip o güzel hikayelerini bizimle paylaşan herkese de ayrı ayrı teşekkürler. Gerçekten güzel ve eğlenceli bir yarışmaydı hepimiz için, ilginiz için de minnettarız \o/
Bir başka yarışma ya da turnuvada da aynı performansı bekliyorum hepinizden :p
Speotria
« Consul »
1433591940000
    • Speotria#0000
    • Profil
    • Derniers messages
    • Tribu
#291
  0
bravefriends a dit :
bravefriends a dit :
Haftasonu anca açıklanır beyler

Ve işin kötü yanı açıklandığında dereceye giremediğimizi göreceğiz . Boşu boşuna beklemiş olacağız slm slm


Geleceği görmek.

Tebrikler herkese.
Bisharch
« Censeur »
1433591940000
    • Bisharch#4886
    • Profil
    • Derniers messages
    • Tribu
#292
  0
Visne a dit :
Kazananları teker teker tebrik ediyorum :)

Bunun yanı sıra emek verip, üşenmeyip o güzel hikayelerini bizimle paylaşan herkese de ayrı ayrı teşekkürler. Gerçekten güzel ve eğlenceli bir yarışmaydı hepimiz için, ilginiz için de minnettarız \o/
Bir başka yarışma ya da turnuvada da aynı performansı bekliyorum hepinizden :p

Farklı yazı tipi kullanmış hmm...
Interspeed
« Citoyen »
1433591940000
    • Interspeed#0000
    • Profil
    • Derniers messages
    • Tribu
#293
  0
Keşke ilk 10'nu açıklasaydınız nerede olduğumu çok merak ediyordum ben :P
Azizlik
« Citoyen »
1433591940000
    • Azizlik#0000
    • Profil
    • Derniers messages
    • Tribu
#294
  0
Visne a dit :
Kazananları teker teker tebrik ediyorum :)

Bunun yanı sıra emek verip, üşenmeyip o güzel hikayelerini bizimle paylaşan herkese de ayrı ayrı teşekkürler. Gerçekten güzel ve eğlenceli bir yarışmaydı hepimiz için, ilginiz için de minnettarız \o/
Bir başka yarışma ya da turnuvada da aynı performansı bekliyorum hepinizden :p

Bari katılanlar için bi ödül verseydiniz. Bir daha hiç bir yarışmaya katılmayacam (emek verip küçücük bir katılım sertifikası bile yok).
Kolyeliyim
« Sénateur »
1433592420000
    • Kolyeliyim#0000
    • Profil
    • Derniers messages
    • Tribu
#295
  0
Kolyeliyim a dit :

Von Drekkemaus' un Laneti!


Ormandaki gölgelerin arasından bir şey belirdi aniden. O da nedir? Bir vampir. Von Drekkemaus! Kamp farelerinden ne istiyor olabilir? Von Drekkemaus şiddetle:
-Sizi ölümlü fareler! Eğer bana yeni güne kadar 250 Cadılar Bayramı Şekeri getirmezseniz cesedinizi tam buraya gömerim!

Bütün fareler kaçışmaya başladı. Hepsi korku içindeydi. Yeni güne kadar 250 şeker. Hepsini bir gecede nasıl toplayabilirlerdi? Aralarından zeki bir fare:
-Hepimiz ikişer ikişer bölünelim. Herkes olabildiğince şeker toplasın. Kılık değiştirerek gittiğimiz yerlere tekrar gidebiliriz.

Tüm fareler gözlerinde bir ışıkla şeker toplamaya gittiler. Ancak bu farelerin için kurnaz birisi vardı. O şeker toplamak yerine şeker satın almayı planlıyordu.

İki kişi anca 50 tane toplayabilmişti, geri kalan şekerleri nasıl toplayacaklardı? Ancak hepsi umutluydu. Çünkü tek başına Von Drekkemaus' un lanetinden kurtulan birisi vardı. Herkes onun gerçek olduğuna inanıyordu. Bu fareler için tek prensip vardı, "İnanırsak her şeyi başarabiliriz!" Bu fareler için bir umut ve gurur veriyordu.

Saat 23:30' du. O kadar uğraş sonunda 125 tane şeker toplamışlardı. Geri kalan 125 şekeri nerede, nasıl toplayabileceklerini düşünüyorlardı. İçlerinden kurnaz fare satın aldığı şekerleri bir fakire bağışlamıştı. Nasıl olsa Von Drekkemaus' un sözlerinde toplayın vardı, satın alın değil.

Fakir olan farenin yanına gittiler ve o 125 şekeri topladılar. Tüm farelerin düşündüğü gibi, "İnanırsak başarabiliriz!"
Birden dikkatsizce Von Drekkemaus geldi. Güneş doğuyordu. Hiçbir vampirin dayanamadığı gibi Von Drekkemaus' da güneşe dayanamazdı. Ve doğan güneş ile birlikte Von Drekkemaus küle dönüştü!


Denemekte fayda var :p
Noktats
« Citoyen »
1433592660000
    • Noktats#0000
    • Profil
    • Derniers messages
#296
  0
Olum bu ne en orjinal benimki olmuş :'(
Bari sertifika verseydiniz :'((((

Sevgi; En Büyük Panzehirdir!


Okulun olduğu gün uyanmıştır acele acele giyinip okula gidiyordum. Bu sevincimin nedeni okul veya bilgi değildi. Sevincimin nedeni onu görecektim...
Ağaç sınıfa koşa koşa gidiyordum, yolda hep onu düşünmüştüm, melek gibi yüzü, sırma gibi dişleri beni benden alıyordu.
Durun durun kendimi tanıtmadım;


Ben ormanda bir grupla birlikte yaşayan ufak bir fareyim, adım Yusuf. Sevdiğim fare ise Gözde harika birisi. Her neyse okula dönelim.
Yolun sonunda okula varmıştım. Bir gariplik vardı burada. Kimse bahçede değildi, sanırım derse geç gelmiştim. Offff ya yinemi :'(
Yapacak bir şey yoktu, derse girmem lazımdı.
-Tık tık
-Gel
-Üğretmenim özür dilerim girebilir miyim
-Yusuf bu kaç oldu? Annene söyleyeceğim artık artık nerelerdesin bu zamana kadar?
-Ööğğüzüür dilerim üğretmenim.
.Kekeme olmamdan dolayı tüm sınıf gülmeye başlar.
-Susun, Yusuf sen geç otur ama bir daha olmasın.
-Tamam öğretmenim.

Yerime geçtim oturdum. Ama dersi çok iyi anlamıyordum çünkü aklımda ders boyunca sınıfın gülmesi vardı. Çok kötü bir şeydi. Sanki bilerek öyle konuşuyordum. Aslında hiç birisi umurum da değildi. Sadece Gözdenin de gülmesi beni üzmüştü. Derken zil çaldı herkes öğretmenin konuşması bitmeden hurraa kapıya yöneldi ve öğretmen bir şey yapamadan öyle kaldı. Ben sınıfta köşeye geçmiş içten içe ağlıyordum. Sınıftaki 3-5 kızın bana baktıklarını hissediyordum ama umurumda değildi. Ardından bir kızın yanıma yaklaştığını fark ettim.
-.Çok ince bir ses ile. Oturabilir miyim?
-.Evet, evet o gelmişti sanki kalbim yerinden çıkıyordu. Evet.
-.Elimi tutarak. Neyin var? Niye ağlıyorsun?
-.Hafiften gülümsedikten sonra. Sende sınıfa geç gelip, öğretmenden azar işitip üstüne birde sınıfın alay konusu ol. Sen böyle bir durumda nasıl olurdun?
-Sen gerçekten buna bu kadar çok üzüldün mü?
-Nasıl üzülmeyeyim ya? Nereye gidersem gidiyim herkes ilk git konuşmayı öğren de gel diyor. Sanki ben özürlüyüm de.
-Özür dilerim seni bu kadar üzebileceğini bilmiyordum.
-.Hızlıca yerimden kalkıp kapıya doğru yöneldim. Doğru bilemezsin, zaten bilsen de umursamazsın.

Ağlıya ağlıya okul bahçesine gelmiştim, ağlamaktan gözlerim kızarmıştı. 3-5 kişinin bana baktığını fark edince; sınıftan çantamı alıp eve doğru ağlaya ağlaya gittim. Eve geldiğimde odama girdim ve kapıyı hızlı bir şekilde çarparak odaya girdim.
- Niye geldin?
-Sana ne?
-.Kapıyı arayarak. Neyin var dedi. .Yanıma oturdu.
-Yok bir şeyim git dedim ve biraz tersledim.

O gün odadan hiç çıkamadım. Bütün gün ve gece ağladım.
Yarın okula diye evden çıktım ama ormanda gezdim. Sanki okula gidip ne olacaktı ki? Yine dalga geçeceklerdi.
Okulun bitme saatine doğru eve geldim. Direk odama geçtim. Annem bana bir kaç çilek getirdi onları iştah ile yemeye başladım. Günün ilerleyen saatlerinde;
-Ders vermedi mi öğretmenler?
-Yok anne vermediler.
-Tamam.

Uyumuştum, sabah uyandım ve okula yine gitmedim. Ormanda gezerken arkamda birisinin olduğunu fark ettim. İlk başta korkmuştum sonra kız sesi olduğunu duyunca pek önemsemedim ve yoluma devam ettim. Bir kaç dakika sonra omzumda bir el hissettim çok korkmuştum bir anda arkamı döndüm o da kim? Gözde önümde durmuş bana bir şeyler diyordu. Bir anda bana tokat attı. Kendime geldim. Ne oldu falan diyordum.
-Senin neyin var okula da gelmiyorsun. Sana bir şey olacak diye korkuyorum.
-Niye korkuyorsun? Dalga geçecek başka insan bulamazsın diye mi?
-Ne saçmalıyorsun sen?
-Sınıfa geldiğimde herkes gibi sende dalga geçmiştin benimle.
-Hayır, şapsal. Ben sana değil diğer kızlara gülmüştüm. O anda birisi komiklik yaptı tüm sınıf ona güldü.
-.Ne diyor bu ya şimdi benimle dalga geçildiği için gülmüyor muydu?. Sen ne diyorsun?
-Ciddiyim ya. Dün gelmediğin için hastasın zannettim o yüzden annene gittim nasılsın diye bakmak için ama annen okulda deyince anlamıştım seni.
-Ne fark eder sanki dalga geçmediyseniz bile kekemeyim işte konuşamıyorum başkasının yanında.
-Fark ettin mi? Benimle konuşurken hiç kekeme gibi davranmadın? Hem zaten kekeme olsan ne olur ki ben seni böyle seviyorum.
-.Gerçekten ya ben hiç kekeme konuşmadım. Gerçekten ya, sanki sen bana iyi geldin :)
-.Elimden tutarak. Hadi gel eve gidelim. Saat geç oldu.
-Kalbim nerede ise göğüs kafesimi kırıp oradan çıkmak istiyordu. Beni böyle seven birisi vardı.

İşte o zaman anladım ki "SEVGİ; BÜTÜN ZEHİRLER İÇİN BİR PANZEHİR İDİ."

"Yusuf ile Gözde zamanla birbirine alışıp sevdiler ve aşık oldular. Yaşları büyüyüp olgun bir fare olduğunda evlendiler ve çok mutlu bir şekilde yaşadılar."


Dogangun
« Citoyen »
1433592780000
    • Dogangun#0000
    • Profil
    • Derniers messages
    • Tribu
#297
  0
Visne a dit :
http://www.transformice.com/wp-content/uploads/2012/01/sourislettre.png"Yemyeşil ormanlık alanda, kalabalık sayılabilecek bir köyde bir fareler topluluğu yaşarmış. Günlerden bir gün bu fare halkının düzenini sağlamak için görevli olan küçük bir fare grubu, artık biraz eğlenmek gerektiğini düşünmüş. Uzun zamandır bir şeyler yapmak istiyor fakat bir türlü vakit bulamıyorlarmış. Küçük de olsa bir etkinlik yapıp, köye biraz neşe getirme isteği ağır bastıkça; artık zaman ayırıp bir şeyler yapmak gerektiğini düşünmüşler. İçlerinden bir küçük minnak fare, "Ne yapsak da neşe getirsek?" demiş. Bir diğeri, "Bence de artık yapalım bir şeyler" demiş, bir başkası "E haydi işe koyulalım o vakit!" demiş. Hazır böyle istekli bir ortam oluşmuşken ortaya birçok fikir atılmış; fakat kısıtlı zamanda çarçabuk bir etkinlik yapma isteği ile ortaya:


"Köyün diğer üyelerine bir duyuru yapalım. Herkes köylerinde geçirdikleri, geçirecekleri ya da geçirmek istedikleri bir günü bizlere anlatsınlar. Biz de hikayesini beğendiğimiz birkaç fareye; evlerine götürüp, ailelerini beslemeleri için -hatta belki artanıyla da kendilerine bir küçük hediye almaya yetecek miktarda- birikmiş peynirlerimizden verelim." fikri çıkmış. Bu fikir çok sevilmiş ve bu yardımsever küçük fare grubu hep bir elden işe koyulmuş. Herkes ufak da olsa bir işin ucundan tutup, gerekli ortamı hazırlamış...
"

Tıkla
Yardımsever küçük fare gruplarından birkaç kişi peynirleri almış ve birkaç kişi ise köylülerin hikayelerini not almış. Sonra tekrar bir araya gelmişler. Fareler yeteri kadar peynir bulamamış ve hikayeleri not alan kişi ise tüm köylülerin hikayelerini not alacak zaman bulamamış. Başka bir fikir bulmuşlar, gruplara ayrılmadan peynir bulmaya ve hikayeleri not almaya karar vermişler. Köylerindeki marketlerde yeterince peynir satılmıyor ve ormandan en iyi hikayeyi yazan farelere yeteri kadar peynirleri bulunmuyormuş. Biraraya gelmekte işe yaramamış. Sonra, yardımsever fare grubu köyün dışına çıkıp insanların kentine giderek peynir bulmaya karar vermişler. Bu sırada yardımsever fare gruplarından bir fare köylülerin yaptığı hikayeleri not alıyormuş. Yardımsever fare grubu insan kentine ulaşmış ve yeteri kadar peyniri bulmuş. Sonra yardımsever fare grubu köylerine dönerken manav adlı bir dükkan görmüşler ve içeride fazlasıyla meyveler bulunuyormuş. Yardımsever farelerden biri meyvelerden birine elini uzatmış ve çileğin tadına bakmış. Çilek çok lezzetliymiş. Bunu diğer yardımsever arkadaşlarına söylemiş. Onlarda tadını beğenmiş. Köylerine giderken peyniride götürmüşler. Köye varmışlar, şimdi sırada köylülerin hikayelerini not almakmış. Ancak bu köyün yöneticisi çileği görmüş ve "Bu nedir?" diye sormuş. Yardımsever fare grubu "İnsanların kentinde gördüğümüz bir meyve çeşidi." diye cevap vermişler. Yönetici tadına bakmış ve çok beğenmiş. Yönetici artık köyünde çilekte yetiştirerek farelerin çilekde yiyebileceğini söylemiş. Bunu duyan yardımsever fare grubu en iyi hikaye yazan farelere aynı zamanda bedava 50 çilekte vereceklermiş. Köylülerin yaptığı hikayelerin tümü not alınmış. En iyi hikaye yazan ilk 3 fareyi seçmişler. Birinci fareye 1000, ikinci fareleye 700 ve üçüncü fareye 300 peynir vermişler. Ekstra olarak bu en iyi hikaye yazan ilk 3 fareye 50 çilek verilmiş. Fareler çok mutlu olmuş. Artık aileleri fakirlikten kurtulmuş, zaten zengin olanlar ihtiyacı olanlara vermiş ve bir kısmını kendilerine ayırmışlar. Ayrıca bu yardımsever fare grubu insan kentinde çok fazla peynir almışlar ve kendilerine büyük miktarda peynir kalmış. Bu peynirleri sadece kendilerine fazla gelecekmiş ve diğer hikaye yazan farelere 20 peynir vermiş. Böylece çoğu fare bir süreliğine yoksulluktan kurtulmuş ve eğlenceli bu sırada eğlenceli bir vakit geçirmişler. Ancak, mutlu son derken yardımsever 2 farenin kayıp olduğunu fark etmişler! Tüm köylüler, köyün nerdeyse tek bir yer bile bırakmamış. Her yeri aramış. Ormanları aramışlar. Ancak bulamamışlar. İnsanların kentinde kaybolmuşlardır diye gitmişler. Fakat insanların yaşadığı bu kent çok büyükmüş. Bu fareleri bulmak imkansızmış. 10 tane fare gruba ayrılarak tüm kenti aramaya karar vermişler. Bir fare grubu kaybolan 2 farenin bir taşıtta olduğunu fark etmişler! Hemen diğer farelere haber vermişler ancak haber verene kadar taşıt oradan gitmiş. Kamyonu kentte aramışlar ancak bulamamışlar. Sonra kamyonu bir fare görmüş ve diğer grubuyla peşine takılmış. Taşıt farelerden daha hızlıymış. Neyse ki taşıt bir limanın yanında durmuş. Taşıttaki kaybolan 2 fareyi bir kafes içinde gemiye teslim etmişler. 3 fare grubuda gemiye binmiş. Ancak onlarda yakalanmış! Diğer farelerde peşlerinden gelmiş ancak yetişememiş. Bir grup fare yüzerek gemiye yetişmeye çalışmışlar ve başarmışlar. Gemideki görevliye fark ettirmeden içeriye girmişler ve kafesi kemirerek açmışlar. Fareler denize atlayarak kıyıya doğru yüzmeye başlamış. Artık fareler kurtulmuş ve şarkı söyleyerek köylerine dönmüşler. Bu uzun bir maceranın ardından köyün yöneticisi bu tehlikeli iş sebebiyle etkinliği iptal etmiş ve yardımsever farelere 1 hafta hapis cezası vermiş! Ancak köy buna izin vermemiş. Herkes karşı çıkmış. Yöneticiye ne kadar iyi fare olduklarını anlatmışlar. Yöneticide vazgeçmiş fakat çilekleri denize atacağını ve bir daha insanların kentinden bir şey alınmaması gerektiğini söylemiş. Böylece en iyi hikayeyi yazan ilk 3 kişiye sırasıyla 1000, 700 ve 300 peynir vermişler. Böylece etkinlik mutlu bir sonla bitmiş. Köylüler sonsuza dek huzurlu bir şekilde yaşamış. *-*
Sefkain
« Citoyen »
1433592900000
    • Sefkain#7452
    • Profil
    • Derniers messages
#298
  0
Tebrikler Osqy!

Dernière modification le 1433594160000
Deneyfaresi
« Citoyen »
1433593200000
    • Deneyfaresi#0095
    • Profil
    • Derniers messages
    • Tribu
#299
  0
Dereceye giren arkadaşları tebrik ederim \ö/

Tüm katılımcı arkadaşlara bir süpriz olacağını da bildirmek isterim *-*
Prejudice
« Citoyen »
1433593380000
    • Prejudice#6419
    • Profil
    • Derniers messages
    • Tribu
#300
  0
Osqy, senin bu özelliğini bilmiyordum, 40 yıllık bir yazar edasıyla yazmışsın. Seni ve diğer arkadaşları tebrik ederim. :) Bazı arkadaşların hevesi kaldı sanırım onlar için de bir mansiyon ödülü olsaydı içlerinde burukluk kalmazdı herhalde. :))

Forumdaki hareketliliği arttırmak adına bu gibi resim, müzik yarışmaları da yapılabilir. Ekibi kutluyorum, böyle güzel bir işe imza attıkları için.
  • Forums
  • /
  • Transformice
  • /
  • Archives
  • /
  • Kılavuzlar ve Etkinlikler
  • /
  • [Yarışma] Bana Bir Hikaye Anlat - SONUÇLAR
« ‹ 15 / 19 › »
© Atelier801 2018

Equipe Conditions Générales d'Utilisation Politique de Confidentialité Contact

Version 1.27