[Edebiyat] Kitaplardan Alıntılar. |
2 | ||
![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() ![]() « Citoyen » 1590535260000
| 1 | ||
Gökte ve yerde hayat yeniden yoluna devam eder, yürekten kopma şarkılarını yükseltir ve herkesi mutlu olmaya çağırırken insanoğlu geçtiği yerlere ölüm saçar, hayvandan daha kötü olurdu. -kodin Dernière modification le 1608839220000 |
![]() ![]() « Citoyen » 1595768340000
| 0 | ||
Savaş onuru ortadan kaldırmaz. Tam tersine, barış zamanından çok daha fazla onur gerektirir. -uçurtma avcısı Dernière modification le 1608839220000 |
1 | ||
“Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!'' William Shakespeare / Hamlet |
![]() ![]() « Citoyen » 1607991420000
| 0 | ||
Dünyadaki kötülük neredeyse her zaman cehaletten kaynaklanır ve eğer aydınlatılmamışsa, iyi niyet de kötülük kadar zarar verebilir. -veba Dernière modification le 1608839160000 |
![]() ![]() « Citoyen » 1607991600000
| 0 | ||
Gamze a dit : Sayfa 69'da keşke iki üç resim çizseydi yazar |
![]() ![]() « Citoyen » 1608838980000
| 0 | ||
Neden herkes olduğundan daha sert görünmeye çabalıyor? Bir insan, içini samimiyetle ortaya dökmeyi neden duygularına hakaret olarak kabul ediyor? -beyaz geceler Dernière modification le 1608839160000 |
![]() ![]() « Citoyen » 1609806480000
| 0 | ||
Harese nedir, bilir misin oğlum? Arapça eski bir kelimedir.Bildiğin o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir. Harese şudur evladım: Develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani. Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır. Gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar. Keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. Tuzlu kan dikenle karışınca bu tat devenin daha çok hoşuna gider.Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. Bunun adı haresedir. Demin de söyledim, hırs, ihtiras, haris gibi kelimeler buradan gelir. Bütün Ortadoğu’nun âdeti budur oğlum, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olur. -Huzursuzluk Dernière modification le 1609806600000 |
2 | ||
galileo bile karşısındakilerin niyetlerinin ciddi olduğunu anladığı zaman sözlerini geri aldı -sadist |
![]() « Citoyen » 1609868520000
| 1 | ||
Newton evrenin mekanik düzenini nasıl keşfettigi soruldugunda şu cümleyle karşılık vermişti: "Nocte disque incubando! " "Gece - gündüz onu düşünerek" |
0 | ||
Cehennemde yanmayı göze almayan, Cennetin güzelliklerine aşık olmazmış. ~ Tanrının Psikopat Çocukları |
![]() ![]() « Citoyen » 1612468560000
| 1 | ||
Herkes ölünce ardında bir şeyler bırakmalı, derdi dedem. Bir çocuk,bir kitap,inşa edilmiş bir ev veya duvar, yapılmış bir çift ayakkabı. Veya ekilmiş bir bahçe. Elinin bir şekilde dokunduğu bir şey, öldüğünde ruhunun gideceği bir yer olsun diye; böylece insanlar ektiğin o ağaca veya çiçeğe baktığında, sende orada olursun. |
![]() ![]() « Consul » 1613174820000
| 4 | ||
Sevgili Bilge, bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanamadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı. Sana, durup dururken yazmak zorunda kalmasaydım. Bütün meselelerden kaçtığım gibi uzaklaşmasaydım senden de. |
![]() « Censeur » 1618941780000
| 6 | ||
Dostoyevski bir toplantıda yüksek sesle okuduğu bir şiir nedeniyle ÇAR tarafından Sibirya'da bir hapse mahkum edilir. Hapis cezası bitirildikten sonra anılarını kaleme aldığı ''Ölüler Evinden Anılar'' kitabını yazar. Kitapta, hapishanedeki hayatından önce insanları tanıdığını sandığını ama yanıldığını burada anladığını belirtir. Yazar, ''kara halk'' olarak tanımladığı bu kitleyle karşılaştıktan sonra insanları çözümlemeye ve kendi iç dünyasının derinliklerine inmeye başlar. Dostoyevski hapishanedeki bir köpeğin yanından geçen her mahkum tarafından tekmelendiğini gözlemlemektedir. Köpek mahkumlardan kaçmadığı gibi yanına bir mahkum yaklaştığında eğilerek tekmelenme pozisyonu almaktadır. Dostoyevski bir gün bu köpeğin yanına yaklaşıp köpeğin başını okşar, köpek şaşkın şaşkın ona bakarak hızla yanından uzaklaşır ve acı acı havlamaya başlar. O günden sonra köpek Dostoyevski'yi gördükten sonra hemen ondan uzaklaşır. Ruhu köleleştirilmiş bu köpek sevgi açıdır, bu durum insanlar için de geçerlidir. Hayatları boyunca haksızlığa ve kötü davranışlara uğramış sevgi açları, iyi bir davranışla karşılaştıklarında nasıl davranacaklarını bilemezler. Bazen kötü davrandığınız insanlar size tapar, bazen ise iyi davrandıklarınız sizden nefret eder. Böyle insanların gözünde onları aşağılamanız onlar için bir beklentidir, sizi gözlerinde yüceltirler. Eşit ve iyi davrandığında da onların gözünde değeriniz birdenbire düşer. |
![]() ![]() « Citoyen » 1619020560000
| 1 | ||
''Karşılığında bana yoldaşlık sunmayan kişilerin yanlızlığımı çalmasından nefret ederim.'' -Nietzsche |
0 | ||
Ah marta marta devamini unuttum |
![]() ![]() « Consul » 1625430120000
| 0 | ||
yalnız bir yaşamda, bir başka ruhun sizinkinin yanına damladığı ender anlar vardır, yıldızların senede bir defa yeryüzüne sürünüp geçmesi gibi. ben kirke |
![]() ![]() « Citoyen » 1641253560000
| 0 | ||
Çocukluğun güzelliği ve gerçekliğinin acıklı bir şekilde mahvolması. Şimdi göründüğüm gibi duygusal olmak istemem ama bizler neden çilekli krema gibi yumuşacık bir anne ördek dünyasına Alice Harikalar Diyarında kitabına koşullandırılıyoruz ki, büyüdükçe ve hayatta sıkıcı sorumlulukları olan bireyler olduğumuzun farkına vardıkça hayatın çarklarında kırılıp dökülmek için mi? Günlükler, Sylvia Plath |
![]() ![]() « Citoyen » 1649284140000
| 0 | ||
Hayat sürekli bir mücadeleydi. Hayat, çok büyük bir güç ve cesaret gerektiriyordu. Belki de hepsinden önemlisi, biz insanlar yanılmaya meyilli varlıklar olduğumuz için, insanın kendisine güveninin olması gerekiyordu. Kendimize güvenimiz noksan olursa beşikteki bebekten farkımız olmaz Kendine ait bir oda |
0 | ||
"İşte dünya bir kez daha güzelleşmişti, ama bu sakin ve kıpırtısız bir güzellikti. Hiçbir esinti ağacınızı kıpırdatamıyordu artık ve bunun gibi, hiçbir şüphe ruhumu sarsamıyordu." "di parlar d'ira e di cantar di morte" Sayfa 178 Zanoni - Edward Bulwer Lytton |